DEVAM: 12. " Müminlerdendir o erler ki Allah'a verdikleri
ahde sadakat gösterdiler. Kimi adağını ödedi (canını verdi), kimi de
beklemektedir. Onlar, ahidlerini hiç değiştirmediler." [Ahzab 23] ayeti
حدثنا
أبو اليمان:
أخبرنا شعيب،
عن الزهري: حدثني
إسماعيل قال:
حدثني أخي، عن
سليمان - أراه - عن
محمد بن أبي
عتيق، عن ابن
شهاب، عن
خارجة بن زيد:
أن زيد بن
ثابت رضي الله
عنه قال: نسخت
الصحف في
المصاحف،
ففقدت آية من
سورة الأحزاب،
كنت أسمع رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يقرأ بها، فلم
أجدها إلا مع
خزيمة ابن
ثابت
الأنصاري،
الذي جعل رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
شهادته شهادة
رجلين، وهو
قوله: {من
المؤمنين
رجال صدقوا ما
عاهدوا الله
عليه}.
[-2807-] Zeyd İbn Sabit r.a.'den nakledilmiştir: Bütün Kur'an sahifelerini Mushaflara
yazdım. Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i okurken duyduğum bir ayeti
yalnızca Huzeyme İbn Sabit el-Ensari'nin yanında buldum. Allah Resulü
Sallallahu Aleyhi ve Sellem onun şahitliğini iki kişinin şahitliği yerine
koymuştu. Bu ayet "mu'minler içinde Allah'a verdikleri sözü tutan nice
erler var" ayetidir.
Tekrar 4049, 4679, 4784, 4986, 4988, 4989, 7191, 7425
AÇIKLAMA: Ayette geçen
"Allah'a verdikleri söZ", daha önce zikri geçen "Önceden
'Sırtımızı dönmeyeceğiz' diye Allah'a söz vermişlerdi" ayetindeki sözdür.
Bu sözü Uhud savaşına çıkacakları sırada vermişlerdi. Bu, İbn İshak'ın
görüşüdür.
Bir görüşe göre ise bu söz Akabe günü Medineli Müslümanların
verdikleri sözdür. Çünkü o gün onlar Hz. Nebi'i barındırmak, desteklemek ve
korumak için biat etmişlerdir. Birinci görüş daha doğrudur.
"Onlardan kimi sözünü yerine getirmiştir": Yani
ölmüştür. Ayette geçen (ve "söz" diye çevirdiğimiz) "nahb / نحبه " sözcüğü adak anlamındadır. Her canlı mutlak surette
öleceği için sanki ölüm herkes açısından bağlayıcı bir adak gibidir. Öldüğünde
bu adağını yerine getirmiş olur. Burada maksat, verdiği söz üzere ölen kişidir.
Bu, ayette ikili taksim yapılıp buna karşılık "kimi de beklemektedir"
ifadesinden anlaşılmaktadır. İbn Ebi Hatim bu tefsiri' İbn Abbas'tan senediyle
rivayet etmiştir.
"İlk savaşta bulunamadım": Enes b. Nadr, bu sözüyle
Bedir savaşınıkastetmiştir. Çünkü Bedir savaşı Hz. Nebi'in savaş çı olarak
katıldığı ilk savaştır. Öncesinde küçük bazı çarpışmalar olmuşsa da Hz. Nebi
onlara savaşçı olarak katılmamıştır.
"Allah benim yapacaklarımı görecektir": Enes b. Nadr
bu sözüyle savaşa gereken önemi vereceğini ve kesinlikle kaçmayacağını anlatmak
istemiştir.
Sa'd, (Enes İbn Nadrlın sahnesini Hz. Nebi'e anlatırken)
"Ey Allah'ın Resulü! Ben onun yaptığına cesaret edemedim" demişti.
İbn Battal bu sözün "Enes'in müşriklere karşı gösterdiği
yararlıkları kelimelerle anlatmam mümkün olmuyor" anlamında olduğunu
söylemiştir.
Ben derim ki: Yezid İbn Harun, Humeyd'den bu sözü şöyle
nakletmiştir: "Ben de seninle birlikteyim" dedim, ama onun yaptığını
yapamadım."
Bu sözden ilk bakışta anlaşıldığına göre, Sa'd, "Enes gibi
cesaret edip de gözü peklik edemedim. O ise sabretti ve cesedine tam seksen
kılıç, mızrak ve ok darbesi aldı" demek istemiştir. Yani onun gibi atılgan
olamamış ve onun yaptığını yapamamıştır. Sözün bu şekilde anlaşılması İbn
Battal'ın anladığı şeklinden daha doğrudur.
Enes İbn Nadr Kıssasından Çıkan Sonuçlar
1- Cihadda ölümü pahasına atılgan davranmanın caiz olduğu;
2- Zor olsa ve ölümle sonuçlansa bile, sözünde durmanın
fazileti;
3- Cihadda şehit olmayı istemenin canı tehlikeye atmak kapsamına
girmediği;
4- Enes İbn Nadr'ın üstün kişiliği, iman gücü, takvası ve yakıni
anlaşılmaktadır. Zeyn İbnüll-Müneyyir
şöyle der: Enes İbn Nadr'ın Müslümanlar hakkında "senden özür
diliyorum"; müşrikler hakkında ise "sana sığınıyorum" demesi en
fasih ve edebı sözlerdendir. Nadr böyle diyerek içerik açısından farklı olmakla
birlikte her iki durumdan da razı olmadığını anlatmıştır. Megazi bölümünde Uhud
Savaşı konusunda burada işaret ederek geçtiğimiz, bazı Müslümanların yenilgiye
uğrayıp kaçması ve Allah'ın onları affetmesi hususu açıklanacaktır. Allah
onların tümünden razı olsun.